Metraj kelimesi, Yunanca “ölçü” anlamına gelen “metron” kelimesinden gelmektedir. Fransızca Fonetiği olarak Türkçeleşmiş bu kelime, kelime anlamından uzak olmayacak şekilde bir de terim anlamına sahiptir. Metraj kelimesi daha çok film sektöründe kullanılmakta ve filmin uzunluğunu belli etmeyi amaçlamak için söylenmektedir. Metraj kelimesi bu terminolojide önüne bir sıfat takısı alarak farklı anlamlarda kullanılmaktadır. Örneğin: “Uzun metrajlı film” tabiri, 60 dk ve üstü olan film kayıtları için kullanılabilir bir tabir iken; kısa metrajlı film tabiri 20-25 dk ve altı için kullanılmaktadır.
Uzun Metrajlı Filmler
Uzun metrajlı filmler, kayıt altına alınmış olan plan, sekans ve sonuçta sahnelerin toplanması ile oluşmaktadır. Diğer bir deyişle, bir sinematograf kadraj ekranından izlediği planları birleştirerek sekans haline ve nihayetinde bu sekansları da birer “sahne” haline getirir. Bir film için çok sayıda sahne çekilmesi durumu vardır. Dolayısıyla yönetmen set için seçmiş olduğu her farklı mekanda birer sahne kaydetmiş olur. Bu sahnelerin toplamı bir film oluşturur. İzlemiş olduğumuz film toplamda 60 dk ve üstünde seyrediyorsa bu film uzun metrajlı bir filmdir.
Kısa Metrajlı Filmler
Kısa metrajlı filmler ile uzun metrajlı filmlerin farklılaştığı en büyük nokta burasıdır. Filmler çıkmaya başladığı 1800 lü yıllarda kayıt etmek için kullanılan filmler ancak kısa olabiliyordu ve dolayısıyla film uzunluğu da kısaydı. İngiliz ve Amerikan film enstitülerinin belirlemiş olduğu ölçütlere göre kısa metrajlı bir film 40 dakika ve bunun civarında olabilmektedir. Yalnız burada metraj farklarının sahne ve sekanslara bağlı olarak değiştiği şeklindeki tartışmayı hatırlamakta fayda var. Yani film tek bir mekanda geçmesine bağlı olarak metraj değişikliği göstermektedir. Ama tek bir mekanda geçtiği halde 90 ve üstü dakika olan bir çok film bulunmaktadır.
Filmlerin günümüz teknolojisi elde edilmeden önce eski zamanlarda nasıl çekildiği ile ilgili olarak Ahmet Uluçay’ın “Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak” isimli filmi izlenebilir.