Stoacılık, Antik Yunan’da başlayan ve bugün hâlâ takipçileri olan bir felsefedir. Nihai hedefi ahlâki mükemmellik olan bir yaşam biçimidir.
Stoacılık genellikle sert ve acımasız olarak tasvir edilir. Yine de kendini bu felsefi görüşe adamış olanlar; Stoacılığın özgürleştirici, neşeli bir yaşam tarzı olduğunda ısrar etmektedir. Kıbrıslı Zenon (MÖ 344–262) tarafından kurulan Stoacılık, bugün bile birçok taraftarı olan bir felsefi görüştür. Antik Yunanistan’ın stoacıları kendilerini Sokratik ahlâk felsefesinin ve Efesli Herakleitos’un doğa felsefesinin mirasçıları olarak görüyorlardı. Stoacılığın, düşünce tarihi üzerinde kalıcı bir etkisi olduğu su götürmez bir gerçektir. Hristiyan ahlâkının, teolojisinin ve ayrıca modern felsefenin gelişimine katkılar sunmuştur. Stoacılığın temel inancı erdemdir.
Stoacılıkta Ahlâki Mükemmellik: Erdem ve Eudaimonia
Stoacıların en büyük mirası ahlâklarıdır. Antik Felsefenin diğer okullarının çoğu gibi, Stoacılar da etiğin amacının eudaimonia olduğunu düşünürler. Bu Yunanca kelimenin doğrudan Türkçe bir karşılığı yoktur. Genellikle ‘mutluluk’ olarak yorumlanır. Ancak eudaimonia sadece hoş bir ruh halini tanımlamaz, çok daha sağlam bir anlamı vardır. Eudaimonia, “insanın gelişmesi” olarak daha iyi tercüme edilebilir. Bir yaşam; tamamlandığında, mükemmellik potansiyelini tükettiğinde ve bir insana yakışan onurla sona erdiğinde eudaimoniktir.
Stoacılar, Aristoteles’in ahlâk felsefesiyle bir dereceye kadar uyum içindeydiler. Aristoteles, eudaimonia’yı “ruhun erdeme uygun etkinliği” olarak tanımladı (Nicomachean Ethics 1098a17). Burada Aristoteles için eudaimonia ve erdemin bağlantılı olduğuna dikkat etmek önemlidir. Erdem kelimesinin Yunanca karşılığı arete’dir. Bu kelime her türlü mükemmelliği ifade eder. Aristoteles’e göre bir şeyi erdemli yapan, niteliktir. Örneğin, iyi bir bıçak keskin bir bıçaktır. Bu nedenle, bıçağın ‘erdemlerinden’ biri keskinliğidir.
Stoacı etik, kendisini Aristotelesçi etikten önemli bir farkla ayırır. Stoacılar; erdemin eudaimonia için yeterli olduğuna, başka bir deyişle erdemin bunun için gerekli olduğuna inanırlar. Aristoteles; erdemin eudaimonia için gerekli olduğunu, ancak tek başına yeterli olmadığını düşünüyordu. Aristoteles’e göre; eudaimonik bir yaşam, erdemin yanı sıra bir miktar iyi şans da gerektirirdi. İyi yaşamak için barınak, sağlık ve arkadaşlar gibi temel dışsal mallara ihtiyaç vardır. Erdemli bir insan; kendisini hasta, evsiz veya yalnız bırakan bir trajedinin kurbanı olabilir ve bu nedenle iyi karakterine rağmen hayatı iyi gitmeyebilirdi. Bunun sonucu olarak eudaimonik olamayabilirdi.
Stoacılar burada aynı fikirde değiller. Stoacılık, iyi bir hayat yaşamak için gerekli olan her şeyin erdemli olmak olduğunu iddia eder. Diğer tüm sözde mallar kayıtsızlıkla değerlendirilmelidir. Erdemli bilge; birden fazla trajedi yaşasa da yoğun fiziksel işkenceye maruz kalsa da eudaimonik olma şansı vardır, çünkü bu dışsal şeylerin erdemli karakterini bozması gerekmez. Erdemli olduktan sonra, hiçbir şey hayatınızı mahvedemez. Stoacılar için erdem, mutluluğun sınırıdır.
Platon’un bazı diyaloglarında Sokrates bu yönde pek çok şey söyler. Örneğin, Platon’un Apology’sinde (Sokrates’in Savunması) Sokrates jüri üyelerine şöyle der: “Bana ne Meletos ne Anytos zarar verebilir; kötü biri iyi bir adamı nasıl zarara sokabilir? Ancak ve ancak kendinezarar vermiş olur. Onlarda şüphesiz beni öldürtme, süründürme veya hemşerilik haklarından mahrum bırakma imkânıvardır; onlar ve diğer herkes böyle bir cezanın bana karşı büyük bir kötülük olduğunu sanabilirler. Fakat burada onlarla bir düşünemem; çünkü onların şimdi yaptıkları gibi, başka bir kimsenin hayatını haksız yere yok etmek daha büyük bir kötülüktür.”.
Sokrates’in sözleri birçok Stoacı tarafından kullanılmıştır. Romalı Stoacı Epiktetos bunu “Anytos ve Meletos beni öldürebilir ama bana zarar veremez.” şeklinde yorumlamaktan hoşlanırdı. Filozof imparator Marcus Aurelius, Meditasyonlar’ında, “Bir insanı kötüleştirmeyen bir şey, bir insanın hayatını nasıl kötü hale getirebilir?” diye sorar. Bariz şekilde Stoacı cevap: getiremez. Sadece erdem iyidir, ahlâksızlık kötüdür ve diğer her şey kayıtsızdır.
Çok iyi bir makale olmuş çünkü ben Üniversitemin Eğitim Tarihi dersinde Stoa felsefesi ve stoacı düşünürler ve açtıkları okulları ders içeriği olarak görmüştüm. Elinize sağlık diyebilirim. Bu makale ile daha çok derinine inmiş ve görmüş oldum konuyu.