Yapay zekâ (AI) teknolojileri, 2025 yılında yalnızca ekonomik büyümenin itici gücü olmakla kalmadı; aynı zamanda küresel rekabetin, siyasetin ve günlük yaşamın merkezine yerleşti. AI, piyasaları şekillendirirken devlet politikalarını etkiledi ve bireylerin hayatında doğrudan sonuçlar doğurdu.
Çin, Açık Kaynak Yapay Zekâda ABD’yi Geride Bıraktı
2025’te dikkat çeken gelişmelerden biri, Çin’in açık kaynak yapay zekâ modellerinde ABD’yi ilk kez geride bırakması oldu. Çinli şirket DeepSeek, açık kaynak kodlu R1 modelini piyasaya sürdü. Küresel çapta hızla benimsenen bu model, özellikle Nvidia’nın konumunu zorlayan bir etki yarattı.
Batılı şirketlerin kapalı sistemlerinin aksine, R1’in herkesin kullanımına açık olması, yapay zekâ geliştirme anlayışında köklü bir değişimi beraberinde getirdi.
Yapay Zekâ “Akıl Yürütmeyi” Öğrendi
2025 yılı, yapay zekânın yeteneklerinde de önemli bir sıçramaya sahne oldu. Google DeepMind ve OpenAI tarafından geliştirilen yeni modeller, mantıksal akıl yürütme, çok adımlı düşünme ve karmaşık problem çözme becerileri kazandı.
Bu modeller, matematik olimpiyatlarında başarılı sonuçlar elde etti ve hatta diğer yapay zekâ sistemlerinin eğitilmesinde aktif rol oynadı.
ABD’de Yapay Zekâ Siyasi Öncelik Hâline Geldi
ABD’de yapay zekâ, 2025 itibarıyla doğrudan siyasi bir öncelik oldu. Başkan Donald Trump, önceki yönetim döneminde getirilen bazı kısıtlamaları kaldırarak kapsamlı bir AI altyapı programı başlattı.
Bu adımlar veri merkezlerinin hızla yayılmasını sağlarken, çevresel etkiler ve ulusal güvenlik konularında ciddi tartışmaları da beraberinde getirdi.
AI Yatırımları Trilyon Dolara Yaklaştı
Küresel ölçekte yapay zekâ yatırımları, 2025 yılında neredeyse 1 trilyon dolar seviyesine ulaştı. Şirketler arası yoğun yatırım ve satın almalar, uzmanlar tarafından olası bir finansal balon riski olarak değerlendiriliyor.
Yapay Zekânın Bireysel Hayata Etkisi Tartışılıyor
Yapay zekânın etkisi yalnızca ekonomi ve politika ile sınırlı kalmadı. 2025’te, chatbotlarla kurulan ilişkilerin trajik sonuçlar doğurduğu bazı vakalar kamuoyuna yansıdı. Bu gelişmeler, devletlerin denetimleri artırmasına ve şirketlerin ek güvenlik önlemleri almasına yol açtı.
Sonuç: Büyük Fırsatlar, Büyük Riskler
2025 yılı açıkça gösterdi ki yapay zekâ, insanlık için muazzam fırsatlar sunarken aynı zamanda toplumsal, etik ve güvenlik risklerini de beraberinde getiriyor. Önümüzdeki yıllarda bu teknolojinin nasıl yönlendirileceği, küresel dengeler açısından belirleyici olacak.

